Saturday, July 10, 2010

Bugün karşılaştığım paranormal olaylar

Ezgi'den selamlar. Bugün çalışma sırasında çok tuhaf tepkilerle karşılaştım, bunları daha sonra unutmamak için ve insanların ne kadar gerizekalı olduğunu görebilmeniz için şu anda yaptığım şeyi yapmaktayım, siz de okuyun üşenmeden. Bir barda çalışırken önce ''izin'' almamız gerekiyor, izin aldığımız sırada garsonlardan teki gelip BEN PUNKÇIYIM diye göğsünü açtı. Çok mantıksız. Daha sonra oranın sahibi önceden izin alındığı ve orada çalışma yapıldığı halde ''ben sizi tanımıyorum, izin de vermedim'' diyerek bizi çıkardı. Birisi 'krempiis ne?' dedi. Daha sonra adamın green'i okuyamayıp peace'i okuyabilmesi dikkatimi çekmedi değil. Sadistin teki de beni sonuna kadar dinleyip ''ooh evet evet orkinosların katledilmesi şu an bütün gecemi mahvetti!'' diye bağırıp telefonunu -destekçi olmak için- çıkardı, bütün işlemleri gerçekleştirdikten sonra onay mesajına evet yazarak cevap vermesi gerekiyorken, telefonu masaya fırlatıp '' hayır, onay mesajına cevap vermiyorum, ben vazgeçtim'' diyerek beni masasından kaldırdı. Dün Emre Altuğ ''hükümet zaten askeri gücünü kullanarak Türkiye'ye nükleer santral inşaa etmek isteyen Rusya'ya izin vermeyecektir ki!'' dedi. Sonra da bu salağın fikrini değiştirmek için 2 saat konuşmak zorunda kaldım ve geciktiğim için azar işittim. Sonra.. Cihangir'in en pahalı yerlerinden tekinde, ki kendisi lüks bir otelin barı oluyor, şarap şişesi açtırırken ''ben öğrenci olduğum için maddi durumum hiç iyi değil'' diyen o kız vardı, onu boğmak istiyorum. Bugün karşılaştığım en güzel insan, çok korkunç bir birey olan, şişman ve metalci, kapkalın sesli Hızır adlı bankacıydı. İşte onu alnından öpmek istiyorum.
Okur mu bilmiyorum ama takım liderim olan mükemmel insan Burak'ı da çok seviyorum. Bunun bugün bana hediye ettiği t-shirtle hiçbir alakası yok, yolunuz greenpeace ofisine düşerse, kendisini ziyaret edip elini falan öpün. Ama çok da rahatsız etmeyin.
Ayrıca bana hangi okulda okuyorsun ve bölümün ne diye soran insanların, Fransızca hede hödö cevabını aldıktan sonra ''voulez vous danser avec moi? / parlez vous français mademoiselle?'' gibi sorular yöneltmesinden aşırı derecede sıkıldım, c'est pas genial du tout.
He ayrıca, benim hiç konuşmayan, daha doğrusu konuşmaya üşenen bir insan olduğumu düşünenler, beni tekrar yüz yüze gördüğünüz vakit çok şaşıracaksınız. Bu yüz yüze projesi sayesinde -veya yüzünden- saniyede 700 kelime türetebilen bir insan oldum.

Saygılarımla.

3 comments:

  1. ilginç bir yazı, sevdim
    krempiiss nedir bilmiyorum ama krempiss maceralarını takip etmeyi düşünüyorum
    özay

    ReplyDelete
  2. teşekkür ederim özay, eminim ki bu tür şeylerle karşılaşmaya devam edeceğim :) ayrıca çalışma sırasında greenpeace'i duymuşsunuzdur az çok dediğimde, ''hee evet, siz kendinizi oraya buraya zincirliyonuz'' diyenleri sana yönlendirmeyi düşünüyorum :))

    ReplyDelete
  3. heh işte yüzyüzeci:) pek beğendim hep yaz hep okurum. üstelik aklıma gelen saçmalıkları yazarım altına:)

    ReplyDelete