Wednesday, December 1, 2010

Yeni bir bebek geldi!

Bundan sonra blog yazarken o an dinlediğimiz şarkıları yazalım mı? Ama komiklikli olsun diye kafadan şarkı uydurmak yok, söz. En fazla uydurmuş olmamak için, uydurmak istediğimiz şarkıları o an için açıp, buraya yazıveririz. Neyse, bütün gün kafamda kolbastı müziği çaldı, sözleriyle birlikte. Ama bu Marmara Üniversitesi'nin bir utanç yuvası haline gelip kolbastı seanslarına yer vermesinden kaynaklanan bir şey.

Efendim, bildiğiniz gibi kişisel bakım konusunda büyük bir gelişme kaydettik son birkaç ayda. Yine bildiğiniz gibi, bizim kişisel bakım kriterleri altında işleyebileceğimiz aktivitelerimiz, el-yüz yıkamak, banyo yapmak ve çamaşır yıkamak. Çamaşır son aylarda oldukça revaçta, daire 5'in çatısı altında. İlk başlarda çamaşır yıkayacak bir makinemiz bile yokken, bir anda çamaşır makinesi tamir edildi. Daha sonra yavaş yavaş yıkanan çamaşırları balkona asmayı öğrendik, mandal aldık, balkona ip gerdik. Daha sonra astığımız çamaşırları 1-2 gün sonra toplamamız gerektiğine karar verdik, çünkü orada haftalarca dura dura yeniden kirleniyorlar. Bu çamaşır asma kısmı, içinde bulunduğumuz mevsimde iyice zorlaşmıştı, ıslak çamaşırları koltukların üstüne sermekten oturma odası yosun bağladı. Bugün kişisel bakımda son noktayı koyarak bir çamaşırlık aldım. Fakat o dev gibi teknoloji harikası bebeği nereye koyacağımı bulamıyorum. Evdeki bazı eşyaları atmamız gerek sanırım, ama onları da en fazla kapının önüne koyup, aylarca orada bırakacak ve gün geçtikçe kendilerini görmemeye başlayacağım, bunu biliyorum. O yüzden bu işlere hiç girişmiyorum şimdilik. Çamaşırlığımızı nereye koyacağımızı zaman gösterecek artık.

No comments:

Post a Comment