Saturday, December 4, 2010

Gündüzleri Eylemde, Geceleri Alışverişte!

Bugün Taksim'de bir eylem gerçekleştirdik. Eylemi koordine eden kişi, Emel Türker idi. Eylem sırasında, her ne kadar pijamalı da olsa, çok kararlı ve kendinden emin açıklamalar yapan Emel'in bilmediğimiz bir yönünü öğrendik bugün. Emel meğer bir alışveriş canavarı, bir tüketim manyağıymış. Eylemden sonra ben, Emel ve Emel'in ev arkadaşı Pelin otobüs duraklarına gitmek üzere ofisten yola çıktık. Fakat yol bitmek bilmedi, zira Emel gördüğü her mağazaya saldırıyordu. Parası olmadığında '' bu deri, bunda pvc var, bu plastik '' diye her şeye burun kıvıran Emel, bu kez Levis, Quicksilver, Koton demedi, her gördüğü açık kapıdan içeri girdi ve saçma sapan harcamalar yaptı. Dalga konusu haline gelince de, ''ya ihtiyacım olmasa almazdım/ ama en çok aldığım kitaplara sevindim valla/ dünya malı, bugün varız yarın yokuz'' gibi açıklamalar yaptı. Bununla da yetinmedi ve Greenpeace kişiliğini bir kenara bırakıp, plastik torbaya koydurdu aldığı her şeyi. Bahanesi de şu: ''Özay gitti diye çok üzüldüm, çok sıkıldım, hemen gelsin.'' (Yani depresyona girdiğim için tüketiyorum demek oluyor bu.) Emel'e bunu hiç yakıştıramadık doğrusu, yaptığı ayıp şeyleri yüzüne vurduğumda ise, bana bir toka ile saldırdı. Kanıtlarım aşağıdadır.

3 comments:

  1. böyle bir iftira ile de daha önce karşılaşmamış idim. yok böyle bişi. terbiyesizliktir bu! çok kırıcıdır.

    ReplyDelete
  2. Dünyaya inancımı yitirdim. Emel sen Dünya'da kalmış tek insan gibi insandın. Seni nasıl kaybettik bilemiyorum...

    ReplyDelete
  3. Şaşırmadık, kamusal alanda yapılmış bu eylemlilik kendilerine ait fikirlerimizi bir kez daha onayladı!YAZIK

    ReplyDelete