Thursday, June 7, 2012

Kendine ait bir oda

Selam. İstanbul'a döndüğümden beri evim yok, haberiniz vardır. İlk hafta annemde kaldım ama sosyal bünyem daha fazla kaldıramadığından yeni yer arayışlarına girdim. Sorunun annemle değil, evimizin lokasyonuyla ilgili olduğunu da belirtmek isterim. Örneğin Kadıköy ve bizim arasındaki durak sayısı tam tamına 59. Neyse, önce minik bir çantayla birkaç günlüğüne sevgili dostlarımdan biriyle kalmaya başladım, sonra çantam gittikçe büyüdü, ev sahiplerim yavaş yavaş değişmeye başladı. En sonunda geldiğim nokta şu: İstanbul'un değişik yerlerinde birer tane bavul olarak da nitelendirebileceğimiz çantalarım var. Öyle ki yanımda olan çantamda bulamadığım şeyler için geçmişteki ev sahiplerimi arayıp, ''ya benim çantaya bir baksana, bilmemneyim onun içinde miymiş?'' diye sormaya başladım. Bir anda bütün İstanbul'u seferber edip o bulunamayan nesneyi buldurtabiliyorum. Aslında ne kira derdi var, ne fatura; böyle yaşamak iyi güzel hoş da, da, işte arkadaşlık ilişkileri bozulabiliyor bu nedenle. Eminim ki aranızda beni misafir edip ''uff kaç kere sifon çekti, uff bütün yatağa yayıldı, uff ne de ter kokuyor'' falan diye düşünenleriniz olmuştur. Ama ben de mahçup olmayı hiç bırakmayıp derli toplu, düzenli bir insan evladı olma yönünde kendimi baya geliştirdim. Bu yetilerimi yeni evimde kullanacağım, teşekkürler o yüzden. Yeni ev demişken, rahat bir nefes alabilirsiniz çünkü artık -henüz taşınamasam da- yeni bir evim var. Ama bu duruma pek alışamadım gibi, örneğin dün akşam internetten ocak fiyatlarına bakmak isterken fark ettim ki sahibinden kiralık ev ilanlarına bakıyorum. Hani yanlışlıkla tıklanır falan, ama öyle bir şey de değil, kombisinden oda sayısına kadar seçip aratmışım istemsizce. İnsan beyni çokcayip! Neyse, hem hepinize teşekkür etmek istedim, hem de şarj aletim hanginizde yahu?!

No comments:

Post a Comment